Sayfalar

29 Mart 2015 Pazar

Ji Sub Adası Ve Deniz Feneri






Beni tanıyanlar, So Ji Sub'a ne kadar çok hayran olduğumu bilir. Birine hayran olma durumum çok nadir görülmüştür. Hayranlığım karakterine, oyuncu disiplinine, yeteneğine ve tabiki hayatta sergilediği o güçlü duruşa... Sessiz sakin yapısının altındaki o güçlü duruş ve acılardan beslenmesi beni etkileyen sebeplerden. Ama asıl sebep, belki de hayata benzer pencerelerden bakmamız. Daha önceden verdiği bir röportajda, kendisini ve annesini betimlerken kullandığı cümleler ve kelimeler, ne kadar hassas ve güçlü kalbinin olduğunu gösteriyor.Ve verdiği bu demeçle onu neden sevdiğimi  bir kez daha anladım. Bence, onu sevmek için bir çok sebep var. 



Bahsettiğim röportajı aşağıda sizlerle paylaşıyorum. ;)


So Ji Sub, What Happened on JS Island
(Woman’s Joogang 2004/March)


(Jisub ıssız bir ada gibi. Dünyanın geri kalanından izole edilmiş bir ada, ama sıcak ve tatlı bahar rüzgarı tarafından adaya savrulmuş bir kelebek için daha misafirperver ve dostça bir yer olamaz. JS adası 28 yıldır güçlü dalgalarla, şiddetli rüzgarlarla, sert mevsim değişiklikleriyle boğuşmuş. Şimdi, yüzünde bir gülümsemeyle geçmişe dönüp bakıyor ve adasında olanlardan bahsediyor)


Hikayeye biraz alışılagelmiş şekilde başlamak istiyorum. 28 yaşındayım. Bugünlerde kafama taktığım şeyler; aktörlük kariyerimle ilgili şeyler yüzünden üniversiteden mezun olamamak ve son zamanlarda dizilerde karşılıklı oynadığım aktrislerle hakkımda dedikoduların çıkması.

Eğer hakkımda bir şeyler söylemem gerekirse, zor geçen çocukluğuma rağmen vakarımı hiç kaybetmedim. Ve insanların yanlış anlamalarını hiç umursamam. Lisedeyken, Korea Universal Comptetion’dan yüzme yarışmasında bronz madalya kazandım, SBS Acting Award’tan geçen yıl iki prestij ödülü aldım. Tüm bunlara rağmen hala her ödülden önce heyecanlanıyor ve ödül aldıktan sonra kendimi çok acemi hissediyorum. Bende tek değerli varlığım olan güçlü vücuduma uygun ( genç yaşta yaptığım yüzme antrenmanlarına şükürler olsun)  ve her stile mükemmel uyacak şapkalar kullanma hastalığı var. (Bir Kore Filmi olan) Public Enemy’de olduğu gibi gerçek bir kötü adam rolü oynamak istiyorum. Bir de otuz beşime geldiğimde otel yöneticiliğiyle ilgili yurt dışında eğitim almayı planlıyorum.

KÜÇÜK ADA VE DENİZ FENERİ

Bir defasında biri bana hiç hayatına son vermek istedin mi, diye sormuştu. Soruyu basit bir cümleyle geçiştirdim: “Asla desem yalan olur” ama gözlerimdeki ürpertiyi ustaca yakalayınca şaşkına dönmüştüm. Ölüm sözcüğü anne sözcüğü ile kafama dank ediyor. İronik olarak “anne” kelimesi “ölüm” kelimesini düşünmemi sağlıyor.

8 yıl önce, annem bize 5.000. 000 won’a aylık kirası da 300. 000 won’a mal olan mütevazi yuvamızı geçindirmek için gerçekten çok çalışmak zorundaydı. Tek oğlu yüzme bölümünde bir kolej öğrencisiydi. Jean üreticisi Stom için Seung Hun’la (en yakın arkadaşlarımdan biri) modellik yapmaya başladığımda sırtındaki yükü paylaşmaya başladım.

Eve iki kişinin kazancı girse bile var olan borçlarımızı kapatmak imkansız gibi görünüyordu. Borçlarımızın geri ödemesi için daha fazla para kazanmalıydık, bu bir kısır döngüydü.

Yaşamın dayanılmaz yükü yüzünden annemin çektiği eziyetleri görerek intiharı düşündüm. Sonra annemin yaşam gayesini düşündüm… bendim… Derin bir nefes alıp ölüm kelimesini aklımdan silmek zorundaydım. Annemin verdiği ilhamla yoluma devam edebildim, tekrar…


Annem JS adasının denizfeneri gibidir. Bir denizfeneri bütün adayı aydınlatamaz, ama korkunç ve karanlık okyanusa sinyaller göndererek yabancı gemilere olası çarpışmalardan adayı korur. Annem beni korumak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışırken, ben basit bir “teşekkür ederim” bile demeden orada öylece duruyordum.

Arada bir annem ve ben birlikte içeriz. Bir gün yine beraber içerken, bana baktı ve “Jisub, bazen seni tanıyamıyorum, ne düşündüğünü anlayamıyorum” dedi. O an, kendi annemden bile izole ettiğim ıssız bir ada olduğumu fark ettim. Sadece bana bahşedilmiş olan denizfenerini almıştım. Her gün sinyaller göndermenin denizfenerinin görevi olduğunu kabul ediyorum. Denizfenerinin varlığı bana pek çok rahatlık sağlıyordu, ama ben, denizfenerinin sadece ada için var olduğu gerçeğini göz ardı etmiştim.


O günlerle karşılaştırıldığında çok daha iyiyiz. Bu, bulutların üzerinde yürüyormuşum gibi hissettiriyor bana. Sevdiğim işi, aktörlüğü yaparken şimdi daha iyi kazanıyorum. Tüm bunlardan daha önemlisi beni aşkla seven hayranlarım var. Deniz fenerine “Seni Seviyorum” dememiş olmama rağmen, samimiyetle umuyorum ki annem bundan sonra ilerlemiş ve bereketli JS adasında bulunmaktan hoşlanır. Anneme soluk alıp dinlenebileceği bir yer sağlamak istiyorum.


GİZLİ ADA, JS ADASI

JS adası umutlar ve hayallerle dolu. Sadece birkaç kişi çok az bir süre üzerinde kalır, ama çoğu zaman yalnızım. Hayaller kurabilmemi sağlayan da bu. Yalnız olmayı sevdiğim gibi, aylarca da öyle kalabilirim. Kalkar ve kahvaltı ederim. Birkaç saat video izler moralimi düzeltirim. Her çeşit müziği dinler nette sörf yaparım. Tüm bunları bitirdiğimde günün neredeyse sona ermiş olduğunu fark ederim. Eğer dikkat etmezsem (ki çoğu zaman etmem) aradan birkaç ayın geçmiş olduğunun farkına varırım. Mevcut arkadaşlarımla ilişkilerimi sıkı tutarım, ama yeni arkadaşlıklar edinmem biraz zaman alıyor. Ancak sekiz yıl öncesine göre epey yol kat ettim(modelliğe başladığım tarih). Storm modelliği esnasında Song Seung Hun’la tanıştım, şu an en iyi arkadaşım, sanırım belirtmeye bile gerek yok, ilk tanıştığımızda ben son derece mesafeliydim. Bana ne zaman doğduğumu sorduğunda cevabım kısa ve netti. Şimdi düşünüyorum da o an çok garip hissetmiş olmalı.

İlk çalışmada ekiple geçirilen birkaç eğlenceli saatten sonra, çok hoş bir insan olduğunu fark ettim ve onunla dost olmak istedim. Aramızdaki buzları kırmak istiyordum ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum. Arkasından soyunma odasına gittim ve tenha bir yer dışında bir yerde asla soramayacağım bir soru sordum: “Şimdi biz süperstar mı olacağız?”


Inchon’da arabasız yaşamaya alışkındım ve taksi tarifelerinden de kurtulmak istiyordum. Bunu bildiği için Seung Hun odasında bana kalmam için yer verdi. Bence bu, JS adasının dünyanın karşısına başarılı bir çıkış yapmasının en büyük faktörlerinden biri.


TERK EDİLMİŞ ADA/ NEFES ALINABİLECEK BİR YER

Başka birinin hayatını yaşamak son derece ilginç bir tecrübe. “Three Man and Three Women” “WangRun99” “Model” “Law Firm” “Glass Shoes” “We Are dating Mow” “Delicious Propose” “Love For Thousand Years” … and “Bali…” Rol aldığım dramaları ne zaman listelesem, bu dramalardan çoğu popüler olmasına rağmen ve benim de bu dizilerde önemli rollerde oynamış olmama rağmen, insanlar, ben dikkat çekmediğim sürece o rollerde beni hatırlamayacak gibi görünüyor. Sanırım SBS Beautiful Life, insanlar tarafından tanınmamı sağlayan yapıttı. Sağlık sebepleri yüzünden küçükken yüzmeye başladım. 11 yıllık çalışmadan sonra kariyerimi geliştirme şansı kalmayınca yüzmeyi bıraktım. Arkama bakmadım. Yüzmenin beni başarıya ulaştıracak yol olduğunu asla düşünmemiştim. İronik ama, ben bıraktıktan sonra, yüzmenin eğlence sektöründeki kariyerime çok faydası oldu.

Her yeni dramaya başlama aşamasında, JS adasında yeni bir ziyaretçi gemisini rıhtıma yanaştırır, ve sonra adanın dekorasyonuna başlar. Drama sona erdiğinde, ziyaretçi dış dünya tarafından kurtarılır ve adadan ayrılır. Bali dizisinde ziyaretçi Inwook’tu. Deniz fenerine sahip olan bir adayla yalnız bir anne tarafından büyütülmüş çocuk arasında pek çok benzerlik var.

Eğer hayalleriniz varsa yoksulluk asla kader değildir. Favori numaram 51. Yüze ulaşmak için daha uzun bir yolum var. 51 yarısından büyük. %51 gerçekleştirme ihtimaliyle Inwook benim adamda hayallerini ve umutlarını arıyor.

Mavi Şahin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder